İhtiyaç duyduğumuz bilim: Psikoloji

Tuba Karacan - Psikolog
Büyük kentlerde modern yaşamın parçası bireyler olarak yoğun bir stres yaşatmaktayız. Çoğu zaman farkında olmadığımız ama günlük yaşantımızın rutini haline gelen bu baskı, yalnızca kendimizle değil, çevremizle de ilişkilerimizi zorluyor. Gitgide daha tahammülsüz, daha bezgin, daha karamsar bireyler oluyoruz. Bencil modern çağ insanı; trafikte, iş yerinde, alışverişte, hastanede aklınıza gelebilecek her yerde karşımıza çıkıyor ve bize çok benziyor. Uzun uzun ve çokça konuşuyoruz ama iletişim kurmuyoruz. Bir sürü arkadaşımız var ama sosyalleşemiyoruz. Sosyo-kültürel imkânlarımız arttıkça o oranda mutsuz ve tatminsiz oluyoruz. Yüksek binaların, kapı komşusundan habersiz yalnızlığında siteler içinde kendi küçük dünyalarımızda kayboluyoruz.
İşte tam da burada imdadımıza antidepresanlar yetişiyor. Hayatının bir döneminde bir süre bu mutluluk haplarından kullanmamış kimse neredeyse yok gibi. Yaşadığımız çağın omuzlarımıza bıraktığı yükün bizi nasıl zorladığının farkındayız ancak sorunlarımızla yüzleşmek ve çözmektense 2 0 mg' ın geçici etkisini tercih ediyoruz.

MODERN YAŞAMIN SONUÇLARI
İngiltere'de yapılan bir araştırmada, modern yaşamın büyük strese yol açtığı ve bireyleri uykusuz bıraktığı sonucuna ulaşıldı. Bir sigorta şirketi tarafından yapılan, 1001 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçları, büyük kentlerde yaşayanların hırsızlık, terör ve sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldığı için uykusuz geceler geçirdiğini ortaya koyuyor.
Ankete katılanların yarısından fazlası stres ve uykusuzluk yüzünden kendisini çok yorgun hissettiğini, konsantrasyon bozukluğu yaşadığını ifade ederken, Nöropsikolog David Lewis, insanların özellikle kontrolleri dışında gelişebilecek olaylar yüzünden büyük stres yaşadıklarını belirterek, modern toplumun anksiyeteye teslim olduğunun görüldüğünü söylüyor. Bireyin pek çok durumda kendini "çaresiz” hissettiğini kaydeden Lewis, son 5 yılda stresin arttığını, bu artışın da büyük ihtimalle süreceğini ifade ediyor.

KENDİMİZE SORULACAK SORULAR
Kendimizi uzun süredir, her zamankinden daha gergin, daha durgun, daha isteksiz, daha yorgun hissediyor muyuz? Yakın çevremizle iletişim sorunları mı yaşıyoruz? Geçmeyen baş ağrıları, mide ağrıları, kasılmalar, ciltte lekelenmeler gibi tüm tıbbi tetkik ve tedavilere rağmen devam eden yakınmalarımız var mı?
Olumsuz yaşantıların izlerinden bir türlü kurtulamıyor daha çok geçmişe takılıyorsak, gelecekten beklentilerimiz azalmış, heyecanımızı kaybetmiş durumdaysak, eskiden keyif aldığımız şeyler artık tat vermiyorsa, yakınlarımız bizim ilgisizliğimizden
şikâyetçiyse, antidepresanlar bile uykusuzluğumuza çare olamıyorsa belki de artık psikolojik destek almamızın zamanı gelmiştir.

PSİKOTERAPİ BİZE NE KAZANDIRIR?
Terapist bir aynadır, sadece sizi yansıtır. Kendimizde fark edemediğimiz bir sürü kör noktamız vardır, terapide bunlarla yüzleşiriz. Aslında kendi hayatımızın sorumluluğunu almanın adıdır psikoterapi. Hayatımızın içinden çıkılamaz gibi görünen yanlarına, kendi takıntı ve düşünce kalıplarımıza dışarıdan bakmayı öğreniriz. Yaşamın, geçmişte ve şimdi var olan, kendimizi kötü hissetmemize sebep olan yanlarının, aslında bizim algılarımızla ilgili olduğunu fark ederiz. Kendimize ve yaşantılarımıza yüklediğimiz anlamı yeniden gözden geçirmenin samimi yolculuğunda yüklerimizden kurtulmuş olarak yaşam yolculuğuna devam ederiz.
http://www.yenisafak.com/hayat/ihtiyac-duydugumuz-bilim-psikoloji-2443535
 

Yorumlar
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ