Zaman Yönetimi İlhan ERANIL
Eğitim-öğretimde sene sonuna yaklaşırken tabi beraberinde yoğun bir sınav maratonuna doğru da hızla ilerliyoruz. Mart ayında YGS, Nisan ayı sonunda TEOG sınavı, arkasından LYS, derken KPSS ile sınavlara devam edilmiş olacak. Belki eğitim öğretim yılı başında yazılması gereken bir konu "zaman yönetimi" ancak, asıl sonuç alınacak kısım son birkaç ay olduğu için bu dönemde de bu yazının işe yarayabileceğini düşünebiliriz.
Bu yazımda daha çok, nedir zaman yönetimi? Zaman yönetimi nasıl planlanır? Daha etkili ve verimli bir şekilde zamanı nasıl kullanabiliriz? Soruları üzerinde duracağım.
Herkesin eşit şekilde sahip olduğu belki de tek şey zamandır. Her insan günde yirmi dört saate, 1440 dakikaya, 86. 400 saniyeye sahiptir. Bu saatler, dakikalar, saniyeler bir gün boyunca verilir ve tekrar sıfırlanır, bir daha, bir daha tekrar ederek devam eder.
Sizlerle şöyle bir haftalık zaman yolculuğuna çıkalım. Bir günde 24 saatimiz var ve haftada yedi gün. Yedi çarpı 24 saat 168 saat yapar. Biz bu 168 saati birlikte gözden geçirecek ve planlamaya gayret edeceğiz. Her gün ortalama sekiz saat uyuduğumuzu düşünürsek bir haftada 56 saatimiz uykuda geçer. Günlük yine ortalama sekiz saate yakın öğrenci olarak okulda veya çalışan olarak iş yerinde geçer ve haftalık toplamı 56 saattir. Yemek, ibadet vs. ile de günlük üç saatimiz geçiyor olsa, haftalık 21 saatimiz geçer. Toplam 133 saat, zorunlu olarak geçirdiğimiz zaman dilimi olarak kaydedilebilir. 168 saatten 133 saatlik zorunlu dönemi çıkarırsak 35 saatlik bir zamanımız kalır. İşte öğrencilerin de, çalışanlarında, kalkınmış ülkelerin de, kalkınmakta olan ve geri kalmış ülkelerinde hepsine kalan bu 35 saatlik zaman dilimidir. Başka bir deyişle, günlük beş saatin planlanması ve ya planlanamamasıdır. Unutmayalım günde sekiz saat uyku, yılda dört ay uyumak demektir.
Haftalık bu 35 saat bizlerin altın saatleri dersek yerinde olur. Bu saatler televizyonun karşısında veya iflah olmaz internet oyunlarının başında (Hani o çocuklarımızın adeta aklını donduran ve bir süre sonra hayata boş boş bakmasını salık veren oyunlar.) da geçebilir. Daha anlamlı, daha kazançlı meşgalelerde de geçebilir. Bu planlamayı düzgün bir şekilde yapan kişiler, aileler, toplumlar, ülkeler daima birkaç adım önde başlayacaktır hayata.
Kutlu nebi; "İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bunların kıymetini bilmeyerek aldanmıştır, zarar etmiştir. Birisi sağlık, diğeri boş vakittir.” diyerek zamanla ilgili bir vizyon ortaya koymuştur.
Zamanımızı nasıl daha verimli kullanabilirizin cevabını vermek için, Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Yıllardır bu işlere kafa yormuş büyüklerden, tecrübelilerden istifade edebiliriz.
Zamanı etkin kullanma konusunda en başarılı yöntemleri şöyle sıralayabilirim:
• Öncelikle amacımızı ve hedeflerimizi belirlemek,
• Önceliklerimizi belirlemek,
• Akıl defterimizi ya da ajandamızı kullanmak,
• Günlük, haftalık, aylık planlar yapmak,
• Yapılacak işlerin listesini hazırlamak,
• En önemli işleri en verimli saatlerde yapmak,
• İletişimde teknolojiden yararlanmak,
• Sorunları ve işleri biriktirmeden süratle çözmek,
• Çalışma odamızı iyi düzenlemek,
• Hayır diyebilmeyi öğrenmek,
• Yapılacak işlere zaman sınırlaması koymak ve buna uymak,
• Hoşlanılmayan işleri öncelikle tamamlamak,
• Her işi zamanında tamamlamak,
• Masada iş biriktirmemek,
• Zamanımızı çalan alışkanlıklarımızdan kurtulma,
• Bizim dışımızda başkalarının yapabileceği işlerimiz için yardım alma,
• Olumlu ve geliştirilmesi gereken özelliklerin belirlenmesi,
• Masanın ve mekanın düzene sokulması,
• Kararların süratli ve yerinde verilmesi,
• Planların esnek yapılması,
• Her çalan telefona koşulmaması,
• Telefonda etkin konuşmanın öğrenilmesi ve gerektiğinde e-posta kullanılması,
• Teknik aksaklıkların giderilmesi.
Sonuç olarak, İsmet Özel'in "Hazır olan huzurdadır. Zaten huzursuzluk hazırsızlıktan başka nedir ki?" deyimiyle, bu dünya için de ebedi olan içinde hazırlıklı olmak dileğiyle…
