Bir öncü atılım: Serdivan Fikir ve Sanat Akademisi Yusuf KAPLAN


İslâmî kesimler, 1990'ların başlarından itibaren ülkede yerel yönetimlere hâkimler.

Ortaya çıkan sonuç ne, peki?

YEREL YÖNETİMLERDE NEREDEYİZ?

Görünen manzara şöyle: Halk, ilk defa kendisine, sorunlarına, âcil ihtiyaçlarına ilgi gösteren, sorunlarını çözen, 'kendinden' 'yönetici tipi'yle karşılaştı. Altyapı hizmetleri iyi gidiyor. Hem de hiç olmadığı kadar?

Ama bir de görünenin ötesindeki resme bakmamız gerekiyor. Orada manzara hiç de iç açıcı değil. Aksine tedirgin edici.

Gerek merkezî yönetim, gerekse belediyeler, şehirlerin kimliği, şehir kültürü ve şehrin tarihî kimliğinin öne çıkarılması ve korunması konusunda hiç de iyi sınav veremiyor.

Umarım bu durum, bu dönemde değişir.

TOKİ, DURDURULMALI!

Meselâ TOKİ, çok yanlış bir proje. Anadolu'nun şehir kültürünü, medeniyet kimliğini ve ruhunu yok ediyor TOKİ. Kimliksiz ve kişiliksiz, ruhsuz ve insansız, dünyada benzeri olmayan nevzuhûr kentler icat ediyor.

TOKİ, derhal durdurulmalı; dünyanın en güzel şehirlerini, şiir-şehirlerini inşa eden medeniyetimizin şehirleri yeniden canlandırılmalı.

Bizim medeniyetimizin şehirleri yeniden boy vermeye başladığında, emin olun, insan ilişkileri daha da düzelecek, insanlar birbirlerine daha fazla saygıyla, sevgiyle ve kardeşçe yaklaşmaya başlayacak.

RUH ÜFLEYEN İNSAN-ŞEHİRLERE DOĞRU...

İnsan-şehirler, yeniden canlanacak, hayat bulacak ve hayat sunacak herkese.

İnsan, şehre baktığında kendini, ruh köklerini, anlam haritalarını görecek; şehirle konuşmaya başlayacak; şehrin de insanla konuştuğu, insana ruh üflediği görülecek...

İnsanlar, şehirleriyle övünecek, gözü gibi bakacaklar şehirlerine...

Şehrin, insan/ın/a ruh üfleyebilmesi için, şehirlilerin ve tabiî şehri yönetenlerin, emanet alanların, şehr eminliği yapanların şehre, şehrin ruhuna, hafızasına, hatırasına sahip çıkmaları, şehrin hatırlattıklarına, söylediklerine kulak kabartmaları gerekiyor.

Bunun yolu da şehrin kültürel, fikrî, rûhî, manevî ve estetik mimarisine ve mirasına sahip çıkmaktan, bu mimariyi ve mirası yaşanılır ve yaşatır kılmaktan, zihin ve ufuk açıcı kültür-sanat faaliyetlerine imza atmaktan geçiyor.

Bu konuda, '90'lardan itibaren hiç de iyi sınav vermediğimizi söylemek zorundayız. Konya gibi bir kaç şehrimiz, Küçükçekmece Belediyesi gibi bir kaç ilçe belediyemiz dışında kültür-sanat faaliyetleri göz dolduran, ön açan şehirlerimiz, yerel yönetimlerimiz yok, ne yazık ki.

Kültür-sanat faaliyetinden anlaşılan tarihî binaların restore edilmesi ve şarkıcı-türkücü getirilerek halkın eğlendirilmesi!

Tarihî binalar elbette restore edilsin, canlandırılsın, kimliği öne çıkarılsın! Bu olmazsa olmaz vazifemiz zaten!

Ama bu şarkıcı-türkücü rezaleti ne böyle arkadaş!

SERDİVAN'IN ŞEHİRCİLİKTEKİ DEVRİMİ

İşte bütün bunlara 'dur!' diyen, yaptığı özgün işlerle, atılımlarla şehircilikte devrim yapan bir belediyemiz var: Sakarya'nın Serdivan Belediyesi.

Başkan Yusuf Alemdar, hem mütevazı bir insan hem de dertli, idealist, kendisini geleceğe kilitlemiş bir yönetici.

Alemdar Başkan, Serdivan'da, altyapı hizmetlerinin yanısıra, öncü kültür-sanat faaliyetleriyle şehre ruh üfleyecek bir şehirciliğin, şehircilik anlayışının nasıl gerçekleştirilebileceğinin güzide örneklerini ortaya koyuyor.

Alemdar Başkan'ın yaptığı en önemli işlerden biri, Serdivan Fikir ve Sanat Akademisi çalışması.

Sevgili Hamid Balcı'nın sınır tanımaz girişimleri ve Burhaneddin Kanlıoğlu kardeşimin özverili, coşkulu ve entelektüel gayretleriyle gerçekleştirilen, Türkiye'de şehre ruh üfleyecek, şehrin insanını kendine getirip kendinden geçirecek, zihnini, gönlünü ve hayatını zenginleştirecek ve Türkiye'de bu alanda örneği olmayan imajinatif, çığır açıcı ve gönendirici bir çalışma bu.

Akademi'de yaklaşık 20 farklı program var. Bu programlar 'fikir' ve 'sanat' başlığı altında felsefe, sanat ve sosyal bilimler derslerinden oluşuyor. Bu programların tamamı lisansüstü, doktora programı içeriğine ve işleyişine sahip. Bütün öğrenciler mülakatla alınıyor.

Akademi'nin hocaları, Türkiye'nin parlak düşünürleri, sosyal teorisyenleri ve ilim adamlarından oluşuyor.

Ayrıca Akademi'de Türkiye'nin ilk sivil yedi gün 24 saat açık, seçme, özgün kitapların yer aldığı bir kütüphane var.

Türkiye'de ilk defa düşünülmüş Serdivan'ın bir başka özgün çalışması da Çocuk Akademisi: Bütün hocaları nitelikli kişilerden oluşan bir çalışma bu. Çocuklara Osmanlı Türkçe'sinden, bilim, sanat ve fikir derslerine, siyer'den âdâb-ı muâşeret derslerine kadar birçok ders veriliyor. Yaklaşık 1000 kitaplık çocuk kitaplığı var Çocuk Akademisi'nin. Akademi'de, zihin açıcı oyunlar da oynanıyor, çocukların yetenekleri keşfedilmeye ve geliştirilmeye çalışılıyor, elbette ki.

Son olarak, yakın gelecekte araştırma merkezleri kurmak ve sağlam bir dergi çıkartma hedefi var Akademi'deki arkadaşların.

Başta Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar olmak üzere, emeği geçen herkesi yürekten kutluyor, bu çalışmanın, başka belediyelere örnek teşkil etmesini diliyorum.

Yorumlar
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ