Taşeron işçilere kadro bir devrimdir

Tarkan Zengin Çalışma Hayatı Uzmanı
Çalışma hayatının temel sorunlarından biri olan alt işveren (taşeron) işçilerinin tümüne kadro verilmesi devrim sayılabilecek bir adımdır. Ak Parti seçim beyannamesinde ve Hükümet programında "Kamuda asıl işi yapan taşeron işçilerinin kadroya alınacağını” vadetmişti. Ancak Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı açıklamayla kamuda hem "asıl işleri” hem de "yardımcı işleri” yapan tüm taşeron işçilerinin kadroya alınacağını söylemesi emekçilerde büyük bir sevince neden oldu. Zira Ak Partinin seçimlerde söz verdiği "asıl işi yapanlara” kadro verilseydi kamuda çalışan 720 taşeron işçisinin yaklaşık 150-200 bini kadro alacak, önemli bir bölümü ise bu haktan mahrum kalacaktı. Hükümet verdiği sözün ötesine geçerek çok yerinde bir kararla tüm taşeronların kadroya alınacağını ilan etti.
Konuyla ilgili ilk adım 11 Eylül 2014'te Resmi Gazete'de yayınlanan 6552 sayılı torba kanunla atılmıştı. Torba kanunun 10. Maddesine göre "Kamu kurumları açısından taşeron çalıştırılabilecek yardımcı hizmetlerin hangileri olduğu yargı kararları da dikkate alınarak işçi, işveren ve kamu görevlileri konfederasyonları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini” düzenlemesi yapılmıştı. Ayrıca Bakanlar Kurulu kamu kurum ve kuruluşlarının hangi alanlarda personel hizmet alımı yapabileceğini ilan edecek ve kamu kurumlarının her alanda taşeron işçi alımı yapması engellenecekti. "Asıl iş” ve "yardımcı iş” ayrımının yapılmasının yeni sorunlar doğuracağını, taşeronların az sayılabilecek bir kısmına kadro verilmesinin çoğunluk konumunda olan yardımcı işleri yapanlarda rahatsızlık oluşturacağını ve nihayet çalışma hayatının temel bir sorununu çözmek isterken yeni kargaşaların yaşanabileceğini sürekli dile getirmiştik. Yaşanması muhtemel bu sorunların dikkate alınarak düzenlemenin kapsamının genişletilmesi doğru bir yaklaşım oldu.
Yapılacak düzenlemenin ayrıntıları yasa taslağı metniyle ortaya çıkacaktır. O nedenle yaptığımız yorumların Başbakan ve Maliye Bakanının açıklamalarına dayandığını belirtmeliyiz. Yasa taslağı metni üzerinden daha doğru yorumlar yapılabileceğini, yapılan sözlü açıklamalar ile taslak metinlerdeki ayrıntıların bazen farklı anlamlar taşıyabileceğini ve sosyal tarafların katkılarıyla kimi zaman taslakların Meclis görüşmelerinde değişebileceğini de kaydetmeliyiz.

KİMLER KADROYA ALINACAK
Yapılan açıklamalara göre öncelikle kamuda personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleriyle çalışan, "asıl iş-yardımcı iş” ayrımı yapılmadan kamu idareleri, belediyeler ve il özel idarelerindeki yaklaşık 720 bin taşeron işçinin kapsama alındığı belirtilmektedir. Hizmet alım sözleşmelerinde kaç personelin çalışması gerektiği belirtilen taşeronlardan kamu idarelerinde güvenlik ve temizlik çalışanları, büro görevlisi, bilgi işlemci vb. tüm işlerde çalışanlar kapsama girecek. Daha önceki açıklamalarda Belediyelerdeki taşeronların kapsamda olmadığı tartışması Maliye bakanının son açıklamasıyla büyük bir rahatlama getirmiştir. Belediye ve il özel idarelerinde kapsama dahil olacak taşeron personelin belediye şirketlerinde istihdam edileceğini Bakan Naci Ağbal ifade etmiştir.

KADRO HAKKINDAN YARARLANAMAYACAKLAR
Yapılan açıklamaya göre Emekli aylığı almaya hak kazanmış ancak çalışmaya devam edenler, 65 yaşını doldurmuş taşeron işçiler, kısmi zamanlı çalışanlar bu haktan faydalanamayacaklar olarak üç grup olarak belirtilmektedir. İşin niteliği gereği geçici hizmetler kapsamında 3-6 ay gibi çalıştırılan personelin de kanun kapsamına alınması yerinde olacaktır.

KADROYA ALINACAKLARDA ARANAN ŞARTLAR
Kapsama dahil olacak taşeron işçilerde ilk aranan şart 1 Kasım 2015'ten önce işe girmiş ve tam zamanlı olarak halen çalışmaya devam ediyor olmaktır. Bu niteliğe sahip olan çalışanların ayrıca devlet memurluğuna atanmak için aranan şartları taşıyor olması gerekecek. Statü itibariyle işçi olarak çalışanlardan "memurluğa atanma” şartlarının olması kanımızca doğru değildir. Netlik kazanması gereken önemli bir husus 1 Kasım öncesinde çalışıyor olmaktan ne kastedildiğinin açıklanmasıdır. 1 Kasım öncesinde belli bir süre prim ödenmiş olması şartının taslakta olup olmadığı bilenmediği için bu konu önemli bir tartışma alanıdır. Ayrıca diyelim ki 3 Kasım'da işe başlamış birinin kadroya alınmayacak olması ya da 1 Kasım'da çalışırken sonrasında işten çıkarılmış çalışanların kadroya alınmayacak olması mağduriyet oluşturacaktır. Bu nedenle her iki durumda olanlarla ilgili yasa taslağında mutlaka düzenleme olmalı ve kadroya alınmaları sağlanmalıdır.

KADRO VERİLMESİ NE ZAMAN VE NASIL OLACAK?
Kapsama giren personel, yasa çıktıktan sonra 1 ay içinde talepte bulunacak. İlgili kamu kurumları başvuruları aldıktan sonra şartların oluşup oluşmadığını değerlendirecek, devlet memuru olmanın gerektirdiği güvenlik araştırmaları ve sınav yapılacak. Maliye Bakanı, kapsama giren çalışanların yeni istihdam edecekleri pozisyonun kapsamını, çalışma koşullarını, mali ve sosyal hakları ve yükümlülüklerini içeren "3'er yıllık özel sözleşmeli personel” statüsüyle istihdam edileceklerini ifade etti. Ancak burada bu sözleşmenin içeriğinde hangi hususlar olacağı önemlidir. Çünkü sendikalı olan taşeronların toplu iş sözleşmesi yapma hakları göz ardı edilmiş gibi görünmektedir. Çalışanlara şu anda aldıkları aylık üzerinden maaş verilmesi ile çalıştıkları işlerde ve kurumlarda çalışmaya devam etmesi öngörülmektedir.
Ayrıntıları tasarıda yer alacak bir sınav yapılması öngörülmektedir. Kamuya geçişte kişinin mesleği ve kamu hizmetini yapabilmesi için gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını belirlemeye yönelik yapılması düşünülen sınav bazı sorunlara neden olabilir. Çünkü eğitim durumları ve yaptıkları işler birbirinden çok farklı olan yaklaşık 720 bin kişiyi aynı sınavla değerlendirmek zor görünmektedir. Sınavdaki başarı kriterinin ölçüsü de başarısız olanların kadro alamaması da yeni tartışmalara neden olacaktır.

TAŞERONLAR MEMURLUKTA YENİ BİR STATÜYE MİGEÇİRİLİYOR?
Maliye Bakanı kapsama girenlerin mali haklar bakımından 4/B kapsamındaki sözleşmeli personel gibi memurların toplu sözleşme düzenine tabi olacağını ifade etti. Niteliği itibariyle işçi olan taşeronların, memurların toplu sözleşmesinden yararlandırılması hukuki açıdan sorun olacaktır. Kadroya alınacaklarda memurluğa atanmada aranacak şartların aranması ile bu madde birlikte düşünüldüğünde taşeronların memurlukta yeni bir statü oluşturup memurluğa mı geçirileceğini akla getirmektedir. Bu ise "işçi” niteliğinde olan, işçi sendikalarına üye olmuş ve hatta toplu iş sözleşmesi yapmış olan taşeron işçilerinin "hukuki statüsü” açısından yeni bir tartışma başlatacaktır.
Sonuç olarak tüm taşeronların kadroya alınacak olması çalışma hayatı açısından devrim sayılabilecek önemli bir düzenlemedir. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren düzenlemenin taslak metni spekülasyonları gidermesi için ivedilikle açıklanmalıdır. Taslakla ilgili olabilecek kimi eksikliklerin sendikaların görüşleri doğrultusunda revize edilmesi sağlıklı bir yasa çıkarılmasını sağlar. 720 bin emekçiye ve ailelerine hayırlı olsun.
http://www.yenisafak.com/hayat/taseron-iscilere-kadro-bir-devrimdir-2439576
 

Ekonomi Arşivi
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ