Keder, iktisatçının kaderidir- Ege CANSEN

XIX. yüzyıl tarihçisi Thomas Carlyle, iktisatçıları yermek için olsa gerek, iktisadı "Kasvetli bilim” (The Dismal Science) diye adlandırmıştır. XXI. yüzyıla geldik, maalesef iktisatçılar Carlyle’ı haklı çıkarmak için "kasvetli” olmaktan kurtulamadı. Bir kişi iktisatçı havasında konuşmaya başladı mı, bilin ki gayesi "kıyametin kopacağını herkesten önce bilen adam” olarak tarihe geçmektir. Biraz da hemşerimiz olan New York’lu Profesör Roubini 2008-9 krizinin geldiğini herkesten önce seslendirince adı "kahin”e çıkmıştı. Yetmez ama evet. Kahin olmak için, iyi veya kötü olacaklar için sürekli kehanette bulunmak ve bunları tutturmak gerekir. Bir kez tutturmayla "kahin” olunmaz. Öyle olsa, hepimiz kahin olurduk.

ÇİNLİLER’İ KİM BESLEYECEK

1995 yılında "kahin!” Lester Brown, 2030 yılında nüfusu 1.6 milyar kişiye ulaşacak Çin’i beslemeye Çin topraklarının kafi gelmeyeceği ve bunun dünya çapında bir gıda maddeleri krizine yol açacağı yazmış. İnternette okudum. Dünya Bankası, kısa bir süre önce "21.Yüzyılda Çin’i kim besleyecek?” başlıklı bir araştırma yaptırmış. Başlığı görünce eyvah "ileride insanlar aç kalacak” diyen Thomas Malthus (1766-1834) yine mi hortladı dedim. Yanılmışım. Neyse ki, araştırmacılar bir sürü kötümser tahminden sonra "Çin’i, Çin besler” yargısına varmışlar.

ALTTA KALANIN CANI ÇIKMASIN

Ekonomik kestirimlerin (forecast) çoğunun tutmamasının sebebi, hayatın "bilişsel bir süreç” (cognitive process) olmasıdır. Bunun anlamı, ekonomik gidişatı belirleyenlerin (bireysel yatırımcıdan, fon yöneticisine; merkez bankası başkanından, CEO’lara kadar) herkesin, başkalarının bir sonraki hamlesini tahmin edip, altta kalmamak için sürekli karar ve tutum değiştirmesidir. Ekonomide "kendini doğuran” (self generating) ve "kendini düzelten” (self correcting) iki mekanizma vardır. Beklentiler değişince, bunlardan biri bitip, diğeri aniden devreye girebilir. Bu yüzden orta vadeli kestirimler tutmaz.

EKONOMİDEN KORKMA, SİYASETTEN KORK

Dış harpler, ülke ekonomilerini kısa vadeli tahrip eder. İç harpler ise ülke ekonomisini uzun süreli perişan eder. Dış düşmana karşı savaşan bir millet, sonunda yense de yenilse de "milli birliğini” pekiştirir. Bu sayede ülke ekonomisini kısa zamanda toparlarlar. Ama iç harp, milli birliğin bozulması demektir. Milli birliği bozulan ülke uzun süre kendine gelemez. İç harbin kaybedeni, her zaman ülkenin bütünüdür.

SON SÖZ: Yersiz kehanet, itibarı zedele

 

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/ege-cansen/keder-iktisatcinin-kaderidir-582287/

Ekonomi Arşivi
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ