Frankfurt Notları (10): Kiliseden Ayrılmanın Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir? “Dikkat”, Bu Bir Vergi Yazısıdır!

Pek çok ülke vatandaşı, ülkelerinde vergilerin çokluğundan, yüksekliğinden ve karmaşıklığından şikâyet eder. Pek çok insan, dünyanın en yüksek vergisini kendilerinin ödediğini de eklerler bu şikayetlerine. Dünyanın yine farklı ülkelerinden, yine pek çok insan, kendi ülkesindeki bu verginin dünyada eşi benzeri yok, sadece bizim ülkeye mahsus diye düşünür ama gerçekler pek de böyle değildir.

Daha önce, geçici bir vergi olarak gelen ama sonrasında kalıcı hale getirilen bir vergiden bahsetmiştim; Türkiye’de değil Almanya’da; Dayanışma Vergisi (Solidaritätszuschlag). Okumamış olanlar ya da yeniden okumak isteyenler 4 nolu notuma bakabilirler. Bugünün konusu ise yine bir vergi; din/dar/lık merkezli, Kilise Vergisi! Avrupa’da enflasyon kaynaklı sıkıntıların bir yansıması mı bilinmez fakat genel bir ayrılma eğilimi gözlemleniyormuş kiliselerden, galiba "vergi ödemeyerek bir avantaj/tasarruf elde edilebilir miyim" sorusuna cevap arıyor insanlar.

Almanya'da yaklaşık 40 milyon kişi Hıristiyan Kilisesine mensup. Bunların yaklaşık 19 milyonu Protestan, yaklaşık 21 milyonu ise Katolik Hristiyan. Kiliseler hastane, kreş, okul vb. kurumlarla hayatın pek çok alanında varlar ve üyelerinden "Kilise Vergisi” adını altında bir gelire sahipler. Son yıllarda bu verginin tartışıldığı gözlemlenmekte.  Kiliseden ayrılmak, dini yaşantıya nasıl bir etki ediyor bilemiyorum, bu notun konusu da değil, ancak kiliseden ayrılmak bir Alman çalışanın Kilise Vergisi ödememesini sağlıyor. Bu rakamı yüksek bulan insanlar kiliseden ayrılmayı tercih ediyor.

Vergi yalnızca özel şahıslar için geçerli; Almanya'daki şirketler Kilise Vergisi ödememekte. Almanya'da dindar olmayan kişiler de eşleri nedeniyle Kilise Vergisine katkıda bulunabiliyor. Eşlerden yalnızca birinin dini bir topluluğa mensup olması durumunda ise "özel kilise ücreti" uygulanıyor.

Almanya'da Kilise Vergisi Nasıl Hesaplanıyor?

Kilise vergisi kilise üyesinin gelirine dayanmakta. Baden-Württemberg ve Bavyera'da kilise vergisi oranı yüzde sekiz, diğer eyaletlerde ise, ise yüzde dokuz. Bu durum Gelir Vergisi Kanunu’nda düzenlenmiş.

Vergi sınıfı I olan ve aylık geliri 2.000 Euro olan kişi, ayda yaklaşık 15, yıllık ise 180 Euro, 3.000 Euro geliri olan bir kişi ayda 36, yılda 432 Euro Kilise Vergisi ödüyor.

Bu sınıflar da ne ola ki denebilir, bu da başka bir notun konusu olsun 

Tablodan da görüldüğü üzere, en fazla vergi ödemesi gereken grup ilk sütunda yer alıyor. Evliyseniz az, evli ve bir çocuklu iseniz daha az, evli ve iki çocuklu iseniz daha da az vergi ödemeniz bekleniyor. Doğrusu Alman Maliyesi evlenin ve çocuk yapın mesajını oranlar üzerinden veriyor. Haydi bir müjde daha, bu da ayrı bir not başlığımız olsun 

Almanya'da vergiyi özellikle Katolik ve Protestan Kiliseleri topluyor. Almanya'daki Yahudi toplulukları da üyelerinden bir ücret talep ediyorlar. Buna ek olarak, bireysel bağımsız kiliseler ve diğer bazı küçük dini topluluklar, vergiler yoluyla üyelik ücreti toplamaktalar. Eyalet vergi otoriteleri kilise vergisini tahsil edip kiliselere aktarıyor. Almanya'daki Müslüman topluluklardan vergi başlığı altında bir para toplamamakta, Almanya'daki Ortodoks Kilisesi de Kilise Vergisinden muaf.

Katolik ve Protestan kiliseleri 2022 yılında 6,24 milyar Euro’dan fazla vergi toplamış ancak rakamlar giderek daha fazla insanın kiliseyi terk ettiğini göstermekte. Alman Piskoposlar Birliği’nin son rakamlarına göre, özellikle Katolik Kilisesi istifalarda büyük bir artış kaydediyor; 2021 yılında 359.338, 2022 yılında 522.821 kişi kiliseden ayrılmış.

Kiliseler vergi gelirlerini ne için kullanılıyor?

Vergi, Almanya'daki kilisenin bakımının bir kısmını finanse ediyor. Topluluk çalışmaları ve din adamlarının ücretleri vergiyle ödeniyor ancak aynı zamanda halkla ilişkiler ve kiliselerin bakımı da vergiyle ödeniyor. Kilise tarafından işletilen eğitim ve bakım merkezleri (klinikler, anaokulları ve okullar) da paralarının bir kısmını kiliseden alıyor. Alman devleti de kiliseye yıllık yaklaşık 500 milyon avroluk destek sağlıyor.

16 Mayıs 1946 tarihinden bugüne Almanya'da yayın hayatına devam eden günlük Ekonomi Gazetesi Handelsblatt’a göre Kiliseden ayrılan inananların tek gerekçesi "ekonomik” değil. Gazete, Kilisede İstismar Komisyonu verilerine göre; 1950'lerden bu yana Katolik Kilisesi'nde cinsel istismar mağduru 216.000 çocuk ve genç olduğunu ve bu durumun da tepkilere neden olduğuna işaret ediyor. Bu olaylardan pek çok Hristiyan inananın mağdur olduğunu, güvenini kaybettiğini ve gelirleri üzerinden Kilise Vergisi vererek Kiliseleri desteklememe kararı verdiklerini ifade ediyor. Bu "not” vergi üzerine olduğu için, detayına girmiyorum, merak edenler internetten araştırabilirler.

Kiliseden ayrılmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Almanya'da pek çok kişinin geleneksel nedenlerden dolayı kiliseye üye olduğu düşünülüyor ve genel olarak insanlar kendilerini inançsız olarak tanımlıyorlar. Kiliseden ayrılmaya karar verdiyseniz, ayrılmanın öncelikli olarak bazı mali avantajları var ama ayrıldıktan sonra kiliseden sunak önünde düğün töreni gibi "hizmetler” alma hakkınızın kalmayacağını da bilmeniz gerekiyor.

Kiliseden ayrılma lehinde veya aleyhindeki bazı başlıklar.

Avantaj 1: Vergi tasarrufu

Kiliseden ayrılmanın en önemli nedenlerinden biri ödenen paradır. Hesaplamalara göre Katolik Kilisesi üyeleri yılda ortalama 291 Euro, Protestanlar ise 278 Euro ödüyor.

Avantaj 2: Sorumluluk

İstatistikler, özellikle Katolik Kilisesi'nin suiistimallerinin kiliseyi terk edenlerin sayısını artırdığını gösteriyor. 2010 yılının başındaki taciz skandalı ve 2013 yılında Limburg'da bir Piskoposun kilise için lüks bir daire inşa ettirdiği çift haneli milyonluk  skandal, Katolik Kilisesi'nden çok sayıda istifaya yol açmış. 2021 ve 2022'de, Köln Başpiskoposluğu'ndaki istismar skandalına ilişkin soruşturma ve Kardinal davranışları da, her yıl ayrılışa neden olmuş ve inanan Hristiyanlar artık kilisenin faaliyetlerini paralarıyla desteklemek istemiyorlarmış.

Avantaj 3: Dini eğitim verilmemesi

Ebeveyninin kiliseden ayrılması sonrasında dini inancı olmayan okul çağındaki çocuklar okuldaki din eğitiminden de muaf tutulabilir hale gelebilmekte. Bu durum, diğer inançlara sahip insanların, kendilerinin ve ebeveynlerinin paylaşmadığı bir dünya görüşüyle karşı karşıya kalmasını önlemeyi amaçlamakta imiş.

Kiliseden ayrılmanın bu avantajlarının yanında bazı dezavantajları olduğu da düşünülüyor:

Dezavantaj 1: Bürokratik çaba 

Almanya'da bir ayrılış ya da başlangıç varsa bürokrasiden söz etmeden olmaz! Kiliseden ayrılmak isteyen herkes ofise gitmek zorunda yani "online” ayrılış mümkün değil. Almanya’da e-devlet benzeri uygulamalar da olmadığından, Federal eyalete bağlı olarak, nüfus dairesinden, ikamet kayıt bürosundan veya yerel mahkemeden randevu almanız gerekmekte. Evli veya boşanmış kişilerin ayrıca aile kütüğünü ibraz etmeleri gerekmekte. Formaliteler tamamlandıktan sonra, yetkili vergi dairesine para çekme işlemi hakkında bilgi vermeniz gerekir. Takip eden aydan itibaren kiliseden ayrılmanız yasal olarak geçerli olmakta ve artık kilise vergisi ödemeyeceksiniz.

Federal eyalete bağlı olarak, ayrılışınız Bremen’de ücretsizken diğer bazı yerlerde Kiliseden ayrılmanın maliyeti:

Dezavantaj 2: Kilise sponsorlarıyla iş fırsatı elde edemezsiniz

Kiliseden ayrılmanız durumunda iş bulma, işte kalma şansınızın azalma ihtimali ortaya çıkabilir. Zira doktorlar, hemşireler, eğitimciler ve sosyal hizmet uzmanları kiliseden ayrılıp ayrılmayacakları sorusuyla karşı karşıya kalabilirler; bunun nedeni, işverenlerinin çoğunlukla kiliseye bağlı olması ve çalışanlarda üyeliğe ihtiyaç duyabilmesidir.

Dezavantaj 3: Kilise törenlerinden dışlanma

Kilisenin, bir insanın hayatındaki önemli olaylara eşlik ettiği düşünülüyor: vaftiz, sunak önündeki düğün töreni veya cenaze töreni. Bu törenlerden yararlanabilmeniz için üyelik gerekiyor. Bu durumda tüm etkinlikler için laik alternatifler aramanız gerekiyor. Elbette ayrılanların da ziyaretçi olarak katılmasına izin veriliyor.

Vergileme açısından Kilise üyeliği ve ayrılışı kabaca bu şekilde. Ülkelerinde vergilerin yüksekliğinden ve çokluğundan şikâyet edenler bence bir kez daha düşünsünler. HafazanAllah, Almanya örnek alınırsa… sözkonusu olabilecek çok vergi türü var.

Gelecek yıllarda Kiliseye üye olma ve üyelikten ayrılma verilerini dikkatle izleyeceğim, tabiki bir maliyeci olarak Düşen enflasyon oranları ve ekonomideki beklentiler nasıl etki edecek, bu da merak uyandırıyor açıkcası.

Makalelerim
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ